Antalya Dost Müzik
ikinci el ev ses sistemleri
Aşık İhsani
Uzaktan mavzer tutulsa, 'teslim ol' anonsu yapılsa, yanına gider türküsünü haykırırdıAşık İhsani.1960-1970'li yıllarda yüzbinlerce halkı kendine hayran eden kimselere benzemez bir halk ozanı. Halk adına, emek adına, eşitlik adına, özgürlük adına, ekmek adına ondan daha sert bir söylemi olan olmadı. Daha önce benzeri söylenmemiş sözler ve söylem biçimiyle meydanlarda binlerce kişiyi coşturdu. Korkusuz türkü söylemenin kitabını yazdı. Sesinin ürpertisi sazı ile birleşip adeta bir gladyatör gibi sistemi hallaç pamuğu gibi attı. Gizli serviste en çok dosyası olan halk ozanıydı. Ankara'ya çatmak, halkı adına 'hır' çıkarmak onun için çocuk oyuncağıydı. Halkı adına çarpışmak için onun için su içmek kadar doğaldı. Düşüncesine ters düşen yerel ve ulusal yöneticilerin hepsi onu tanırdı. Başlarını gece yastığa koyduklarında İhsani akıllarından çıkmazdı. Gözlerine uyku girmezdi yöneticilerin. Kaç kere Ankara'ya çağrıldı, bir kez gitmedi. Kaç kere Ankara'dan gelip götürmek, tutmak istediler, ne tutuldu ne de gitti. Uzaktan mavzer tutulsa, 'teslim ol' anonsu yapılsa yanına gider türküsünü haykırırdı. Haksızlık, adaletsizlik dendiğinde, duyduğunda aç bir aslan kükredi. Eşitsizlik, dışlanmışlık adına, düzenbazlık adına yaşadıklarına ve gördüklerine karşı kelime haznesinde bir 'evrim 'yarattı. Kendi evriminde yarattığı kelimelerden oluşan cümle dizgisini yine kendine özgü bir ses sistemiyle söyledi. Duyan halk bir daha duymak istedi. Dinleyen halk yeniden dinlemek istedi. 1960-70'li yıllarda binlerce kişinin toplandığı meydanlarda burjuvaziye, haksız kazanan sermayedara sesini ve sazını dev bir ses güllesi gibi fırlattı adeta. Babası 2 yaşındayken öldü. Göğüsleri süte kuruyan annesi onu tatlı sürdüğü emziklerle yalancı memeyle büyüttü. Çok zor şartlarda büyüttü annesi onu. Daha küçücük çocukken köyünde yaşama mücadelesinin tam ortasında yer aldı. Köyünde sömürge düzeni kuran ağanın daha 8-9 yaşındayken müridi oldu. Köyünde tezek topladı, saban işlememiş topraklarda minik elleriyle tohum gömdü. Tüm köylüyü kendine köle eden köy ağasının hizmetkarlarından biri edildi. Çocuk yaşta gördüğü haksızlıklar, eşitsizlik içinde dev bir öfkeye dönüşmeye başladı. İlkokulu bile bitiremedi. Okuması engellendi. Gençlik yıllarında maden işleri, kanal işçiliği ve daha birçok işte çalıştı. Okutulmadı ama alfabeyi öğrenmesi yetti. Askerlik görevinden sonra o yaşa kadar yaşadıklarından sonra içinde biriken' çığlık' yankılanmaya başladı. Bazı kesimlerce yazdığı toplumsal şiirleri ilkönce kendisine ait olduğuna inanılmadı. Bir yazan aradılar, bir kopya vereni düşündüler. Sovyetler Birliği'nde falan maksatlı olarak eğitildiği söylendi. İktidarların işine gelmeyince yönetimdekilerden dış odakların doldurduğunu düşünenler oldu. Türk Halkbilimcisi Pertev Naili Boratav'dan bilgi alındı. Boratav 'İhsani halk ozanıdır. Her şiiri, her türküsü onundur'' dedi. Üç Kişi Bir Tabuttayız, Balta, Taban Uyanıyor, Haydi Sazım, Deha Deha, Uyan, Asıra Bak, Öküzname, Ben Ölüyom Sen Ölmüyon, Çöktü ha Çöktü, Geliyor, Yaşamak, Biz varız, Yazacağım, Makine Başı, Kalkın Dostlar, İstek, Kurtuluşun, Elde para Bizde Yara, He Heyt Be, Asalaklar, İstiyorum,Bıçak Kemikte, Yaşamak Bu değil Mehmet, Allahın Öküzü, Türkiye Zindanları, Git Efendi, Yıkasım Gelir, ...ve daha sürüp giden dev türküler. Bunlar türkü değil sanki, adalet için, eşitlik için, sevgi ve saygı yürek paramparça edilerek dışa vurulan birer çığlık. 1980 darbesi ile sustu. Bir daha seslenemedi. Evlere giren askerler kaçak yayın, bildiri ararken en çok ta onun plaklarını, kasetlerini aradı. Tavan aralarına baktılar. Sandıklarda aradılar. Darbe gününden sonra en çok onun türküleri saklandı. Yeşil parkaların geniş ceplerinde İhsani'nin kasetlerini aradı askerler. Köy yerlerinde yaşayanlar evlerinden uzakça yerlerde toprağa gömdü plaklarını. 77 sene yaşadı. 7 sene önce 'da Diyarbakır'da hayata gözlerini kapadı. İlk türküsünü askerden gelince söyledi. 150 kadar türküsü plak ve kasette yer aldı. Binlerce köy gezdi, binlerce köyde türkülerini söyledi. Yüzlerce meydanda 'vuruşma' türkülerini binlerce insana haykırdı. Çocukluğundan ölümüne yaşanabilecek her tür yoksulluğu yaşadı. Fransız Le Monde gazetesi haber yaptı onu. İhsani'nin türkülerindeki açıklık ve keskinliği Joan Baez ve Bob Dylan ile kıyasladı. Le Monde gazetesi İhsani için' 'Yalnızca Vietnam Savaşı'na karşı koyan dünya ozanlarında görülen açık sözlü sertlik, İhsani şiirinin ilk göze çarpan özelliğidir. Ihsani bu öfkeyi, bu sertliği halkına karşı olan her şeyi yermekte kullanıyor'' diye yazdı. Halkbilimcilerce dünyanın en büyük ozanları arasına gösterildi. Hakkında kitaplar, yüzlerce ulusal, uluslararası makale yazıldı. (Halil Özden)